Ana içeriğe atla

Masal Doğdu - Part 1



Eveeeeet ,arayı biraz açtık sanırım.

Ama blog yazısı dediğin öyle hemen pat diye çıkmıyor maalesef. 😊

Hadi biraz da doğumdan, Masal'ın doğumundan yani benim 2. doğuşumdan bahsedelim .

Onun o yumuk yumuk ellerini tuttuğunuzda, yüzünü gördüğünüzde; endişe, mutluluk, korku, heyecan her şey birbirine karışıyor. Annelik denen kutsallık tabi ki de o an üzerinize iniveren bir nur değil sonradan bunu kazanıyorsunuz. Zamanla, bebeğinizle vakit geçirdikçe, hele ki size tepkiler vermeye başladığınla en çok ta sevdikçe seviyor birbirinize kattıkça katıyorsunuz...

Hadi başa dönelim 👇

--Günlerden 26 Mart Cumartesi--

Yine sabahın köründe anneme gitmiştim, enfes bir kahvaltıdan sonra içimde durdurulamaz bir gezme isteği duyuyordum. Hadi dedim anne kalk pazara gidiyoruz.

Saat 11:00-12:00 gittik, bütün pazarı alt üst ettik. Yoruldum mu tabi ki hayır ama bir şeylerin farklı gittiğini hissedebiliyordum. Belimde hafif bir ağrı başlamıştı.

Saat 14:00-16:00 ağrı devam etti ama çokta takılmadım hala gezmek istiyordum çünkü. Sonra eve geldiğimizde biraz uzandım hatta belki o arada uyumuş bile olabilirim. (Hamileyken gündüz kestirmelerim çoğalmıştı) Sonra akşam üzeri Fırat geldiğinde birlikte alışveriş merkezine gittik, aynı şekilde orada da mağazaları gezdim bazı ihtiyaçlarımı aldım. Zaman hızla ilerliyordu doğumun bu gece olacağından çok emindim artık çünkü belimdeki ağrılarda hızla artıyordu.

17:00-18:00 sularıydı eve gelmiştik. Yemek hazırladım (menemen yapmıştım) ,sofrayı da kurdum. Ağrılarım daha da şiddetlenmişti ama dayanabiliyordum, beni kıvrandıracak ağrılar değildi bunlar . Oturduk bir güzel yemeğimizi yedik aynı zamanda televizyon izleyip sohbet ettik. Hayatımıza normal bir şekilde devam ediyorduk çünkü doğumda normal bir olaydı ve ben 9 ay boyunca kendimi normal, müdahalesiz bir doğuma hazırlamıştım.

Bu arada normal doğum ile ilgili severek okuduğum, kendimi kamçılamamı sağlayan bir kitabı da tavsiye etmeden geçmeyeyim. InaMay Gaskin -- Doğuma Hazırlık Rehberi

Bu kitapta yer alan hikayeleri son haftalarımda okumaya başlamıştım ve her bir hikayenin sonunda bende yapabilirim, bizde kızımla bunu başarabiliriz diyordum kendime...

Saat 19:00 artık ağrılar karnıma doğru yayılmaya başlamıştı ama garip bir şekilde doğumdan başka her şeyden bahsediyorduk. Hemen bir defter ve kalem aldım elime, sancı geldiğinde saati not ediyordum. Bunun doğumun başlangıcı olduğunu biliyordum ama inatla hastaneye gidelim cümlesini ağzımdan çıkaramamıştım. Oysa ki canım doktorum 'ağrın sancın olduğundan hemen hastaneye geliyorsunuz' demişti son kontrolümüzde, sanırım okuduğum normal doğum hikayelerine kendimi fazla kaptırmıştım ki az kalsın evde doğuracaktım.

Neyse ağrılar gelip gitmeye devam etti ama ben dayanıyordum, Survivor izliyorduk bir yandan da 😓
Asıl Survivor bendim aslında o anda.

Saat 21:00-22:00 sularında Fırat; sana sürpriz bir tatlı hazırlayacağım diyerek kalkıp mutfağa gitti . Gözlerim sevinçle yerinden fırladı resmen. Doğum sancısı da çeksem asla tatlıya hayır diyemezdim.
Dakikalar sonra elinde kocaman bir cup meyve ve çikolata şöleni ile birlikte geri döndü. Nasıl yedim, ne ara yedim hatırlamıyorum ama içimde kopan fırtınaları, endişeyi, korkuyu bu tatlı ile birlikte bir nebzede olsa unutuvermiştim.


Zaman bir yandan su gibi akıp geçiyordu kafamın içinde binlerce soru vardı. Canım çok yanacak mı? Acaba kime benziyor? Oda süslemelerinde eksik var mıydı? Kim hazırlayacak? Doktor hemen gelir mi? Keserler mi? Ya acil sezeryana alınırım da narkoz etki etmezse? Ya her şeyi hissedersem?

Saat 23:00-24:00 hadi artık yatıp uyuyalım dedim, o ağrılarla nasıl uyuyabileceğimi düşündüm bilmiyorum. Sanırım artık saçmalama evresine girmiştim ama içimden geleni yapıyordum sadece. Hastaneye gidersem her şey kontrolümden çıkacakmış gibi, kızımın normal doğum hakkını elinden alacakmışız gibi geliyordu. Kesinlikle müdahale istemiyordum, sadece yardım. Kızımı ona zarar vermeden karnımdan çıkarmaları için yardım etmelerini istiyordum.

Bu benim ilk doğum tecrübemdi, tabi ki korkuyordum ama içimden gelen hisler beni resmen bir hayvana dönüştürüyordu. Gittikçe doğallaşıyor, ortamımı yadırgıyordum. Artık olmam gereken yerin ev olmadığını farkındaydım. Doğum dalgaları zaman ilerledikçe sıklaşıyor, şiddeti artıyordu. Dayanamayacağım dedim, gidelim. Artık zamanı gelmişti.

Ben tabi ki de yaka paça pijamalar ile hastaneye gitmeyecektim. Önce duşa girdim, tıpkı kitaptaki hikayelerde okuduğum gibi suyun altında gözlerimi kapatıp kendimi dinledim. Doğum dalgalarının denizlerdeki dalgalar gibi uzaktan kabararak bana yaklaştığını ve sertçe vurduğunu hissettim . Bunu defalarca kez yaptım, gittikçe sıklaşan beni iki büklüm eden bu dalgaları karşıladım. Her dalga da kızıma daha çok yaklaştığımı biliyordum. Bu hem canımı yakıyor hem de beni mutlu ediyordu.

Banyodan çıkıp tertemiz giyindim, saçlarımı kuruttum, hafif makyajımı yaptım, saçlarımı bile düzleştirdim. Fırat'ta bu sırada arabaya süslemeleri ve bavulları indiriyordu. O benden çok daha sakindi. Hazırlıklar arasında holde, yatak odasında karşılaşıyorduk ve eğer denk gelirde o sırada dalga gelirse hiç konuşmadan gözlerimizle konuşarak hemen birbirimize sıkıca sarılarak, bana acı veren bu müthiş dalgaları birlikte atlatıyorduk. İşte bu müthiş bir uyumdu. Ben bu adama o gece yeniden aşık olmuştum.

Artık hazırdık, arabaya bindik. Haftalar önce Fırat'a beni mutlu eden, sakinleştiren müziklerden oluşan bir cd hazırlamasını istemiştim, unutmamıştı elbette ama benim artık müzik dinleyecek halim kalmamıştı. Hastane evimize 10dk'lık mesafedeydi hızlı şekilde acile varış yapmıştık.

Saat 01:00 suları, hastanedeydik.  Hemen bir yere ilişiverdim ama oturmakta bile zorlanıyordum. Artık dalgalar daha da zorlayıcı hale gelmeye başlamıştı, olduğum yerde kıvranıyordum. Bu arada Fırat kayıt açtırma işlemleri için bekliyordu. Neydi bu kadar uzun süren diye tam öfkelenmeye başladığım anda acile bir grup insan girdi. Hepsi feryat ediyor, ağlıyordu. Sanırım yakınları kaza geçirmiş ve durumu kötüydü. Kendi acılarımın arasında o insanların hallerini görmek beni çok etkilemişti. Bir yanda ölüm yaşanırken ben doğum yapmak için oradaydım. Bu gerçek ama çok acıydı. Yeterince moralim bozulduktan sonra en nihayetinde beni doğum katına götürdüler .

Tekerlekli sandalye ile yukarı çıkartılırken aslında bu zamana kadar olanların hikayenin başlangıcı olduğunu bilmiyordum.









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masal Doğdu Part 2

Aslında biliyor musunuz?  Bir bloğumun olduğunu bile unutmuştum, ta ki arkadaşım Reyhan geçenlerde hatırlatana kadar.Sahi neden bırakmıştım yazmayı? Aslında kendimi en iyi yazarak ifade edebilirim sanırım.Yazmayı hep sevdim ,küçük bir çocukkende şiirler yazar, günlükler tutardım.Neyse, bu apayrı bir blog konusu olur.Belki daha sonra onu da yazarım, neden olmasın? Nerede kalmıştık? --27 Mart 2016 Pazar-- Tekerlekli sandalye ile yukarı çıkartılırken çoktan bizimkiler hastaneye varmıştı.Bir yanımda annem bir yanımda Sevgi annem (kayınvalidem) bize ayrılan odaya güzelce yerleştik.Hemen üzerimi değiştirdiler.O arkadan bağlanan meşhur ameliyat önlüğünü giydim ve başladım odanın içerisinde volta atmaya.Ağrım çok fazlaydı belimden karnıma doğru yayılıyor hatta bazen bütün sırtımı kaplıyordu ama huzurluydum.O bahsettiğim kitapta okuğum doğum hikayeleri dolaşıyordu zihnimde. Başka kadınlar bunu yapabildiyse bende yapabilirdim.Kendime inanmıştım.O arada doktoruma çoktan haber uçurulmuştu beni gec